Menüsküs Nedir?

Menüsküs’ün halk arasında yaygın kullanımı bir hastalık olarak bilinmesine rağmen menüsküs aslında diz eklemlerimizi oluşturan üstteki femur kemiği ve alttaki tibia kemiklerinin arasında bulunan yapısı C şeklindeki kıkırdak dokusunun adıdır. Menüsküs’ün görevi oturup kalkma, çömelme gibi faaliyetlerimizde eklemi basınç, darbe ve travmalara karşı korumak için şok emici bir yastıkçık olarak düşünebiliriz. Menüsküs rahatsızlığında bu kıkırdak dokusunun yapısının ve bütünlüğünün bozulması, belli bir kısmının yırtılması, hacim kaybetmesi doğal olarak menüsküs’ün işlev kaybına uğramasına neden olur.
Menüsküs yırtığının derecesine göre diz eklemi hareket kabiliyetini kısmi ya da ciddi oranda kaybeder. Çok ileri menüsküs yırtığı ve dejenerasyonlarda dizin doğal eklem hareketleri ciddi oranda kısıtlanabilir.

Menüsküs Neden Yırtılır?

Dizlerimizin doğal anatomik yapısı vücudun basınç ve ağırlığını eşit şekilde dağıtmaya uygundur bir çok farklı etkene bağlı olarak diz ekleminin mekanik yapısında olumsuz durumlar oluşabilir.

  • Yaşlanmaya bağlı olarak diz ekleminin dokularında (kemik, kıkırdak, bağ, tendon, kas, eklem sıvısı vs,) zayıflamalar, kayıplar oluşabilir. Menüsküsler de vücudun doğal yaşlanma sürecinden diğer dokular gibi etkilenir.
  • Obeziteye yani ideal kilomuzun üzerinde bir kiloda olmamız diz eklemine sağlıklı kilodaki bir insana göre daha fazla yük uygulamak demektir. Fazla kilolarla yaşamak diz eklem ömrümüzü kısaltıcı etki yapar. Göbek bölgemizde yoğunlaşan yağlar vücudun yük aksının öne doğru yer değiştirmesine sebep olur. Sürtünme ve ekstra basınç menüsküs ve kıkırdak dokusunda fazladan aşınma sebebidir.
  • Hareketsiz yaşam biçimi diz eklemindeki bağ, tendon ve kasların zayıflamasına sebep olur. Eklem dokularındaki zayıflama yani hacim ve güç kaybı ekleme uygulanan yük ve basıncın büyük kısmını üstlenen dokuların görevlerini eskisi oranında yapamamalarına neden olup aradaki fazla yük ve basıncın diz ekleminin diğer elemanları olan kemikler, kıkırdaklar ve menüsküslere yönelmesiyle sonuçlanır.
  • Ağır sportif faaliyetler dizlerin normalden daha çok zorlanmasına sebep olur ve menüsküs zorlanmalardan ya da darbelerden dolayı yırtılır. Futbol, basketbol, temaslı mücadele sporlarının tamamı eklem sorunlarına oldukça müsait zemin hazırlar. Özellikle başta futbolcular olmak üzere bu soruna çok sporcularda rastlanır.
  • Ağır iş yapan kişiler dizlerini ekstra zorlarlar. tüm bu zorlamalar dizlerimize zarar verir. Kısmi hasarlar yürümeyi engellemezken, derin yırtıklar hareket kabiliyetini aşırı kısıtlayacak ağrı ve takılmalara sebep olacaktır.
  • Travma tekrarlı ve zorlayıcı diz hareketleri, ani dönüşler, yüksekten atlamalar, kazalar dizlerde menüsküs hasarlarına sebep olabilir.

Menüsküs sorunları konusunda aklımıza gelen öncelikle aktif sporculardır ama bu algının bir diğer sebebi ise aktif sporcuların profesyonel yaşantılarını ve kariyerlerini sürdürebilmek için menüsküs sorunlarının en kısa sürede tedavi edilmesine diğer insanlara göre daha çok ihtiyaç duymaları ve bu konuda ekstra zorunluluklarının oluşmasıdır. Menüsküs hasarları herkesin başına gelebilecek ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğunu unutmamalıyız.

Menüsküs Yırtığı Belirtileri Nelerdir?

  • Ayağa kalkma, yere çömelme gibi faaliyetler de zorlanma ve ağrı hissedilmesi.
  • Dizleri bükmekte sorun yaşanması.
  • Merdiven inip çıkarken ağrı ve takılma hissedilmesi.
  • Bir süre hareketsiz kalındığında dizlerde kilitlenme hissi oluşması.

Menüsküs Yırtığı Nasıl Teşhis Edilir?

Menüsküs yırtığının birçok belirtisi vardır. Eklemde bölgesinde oluşan travmalar doğal olarak menüsküsleri de etkiler. Ortopedi muayenesinde tespit edilebilse de manyetik rezonans (MR) görüntüleri kesin teşhis için başvurulan en önemli tetkiktir. Hasarın yeri, seviyesi MR görüntülerinden ölçülebilir ve nasıl bir tedavi süreci izleneceğine karar vermek için yeni bir diz MR’ı gereklidir. MR görüntüleri ve detaylı ortopedik değerlendirme sonrası tedaviye başlamak için hazırlık yapılır.

Menüsküs Hasarlarından Korunma Önerileri Nelerdir?

Tüm korunma önlemleri gibi menüsküs hasarlarından korunma önerileri de hasar oluşmadan önce çok anlamlıdır. Menüsküs ve diğer diz eklem dokularında oluşabilecek hasarları önlemenin en etkin yollarından biri ideal kiloyu korumak, eklemdeki kas, bağ ve tendonları kuvvetlendirecek egzersizler yapmak gerekir.

Diz eklemlerinizde ağrılar oluşmuş ise ilk yapılacak şey dizleri zorlamaktan kaçınmak olmalıdır.

Fazla kilolarınız varsa kilo vererek dizlere uygulanan basınç ve yük miktarını azaltmak menüsküs yırtığının oluşmasını, oluşmuşsa ilerlemesini durdurabilir.

Sadece size özel bir egzersiz yapmalısınız. Bu egzersizler size hem yeterli oranda eklem hareketi sağlamalı ve aşırıya kaçmamalısınız.

Diz eklemini zorlayan bir spor yapılıyorsa antrenmanlar esnasında dizlik kullanarak eklemi desteklemek fayda sağlar.

Spor esnasında diz ya da başka bir eklemde normal sınırların dışında bir ağrı hissedilmesi durumunda egzersizi hemen bırakmak gereksiz risk almamak gerekir.

Bu tarz önlemler menüsküs mevcut yırtığının ilerlemesini azaltıp/durdurabilse bile tedavi ihtiyacını ortadan kaldırmaz.

Menüsküs Yırtığı Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Tedavi edilmeyen menüsküs hasarları diz eklem sağlığını olumsuz etkiler eklem kıkırdak kaybı ve hastada diz eklem kireçlenmesinin erken yaşlarda başlamasına sebep olabilir. Hasarlı ve görevini yerine tam olarak getiremeyen dokular çevre dokuların doğal ömrünü kısaltacak süreci başlatır. Hasarlı menüsküs tedavi edilmediğinde; hasta süreklilik arz eden bir ağrıya katlanmak zorunda kalıp, ağrılar hastanın sosyal hayatını olumsuz etkileyip daha hareketsiz bir yaşantıya geçiş yapmasına neden olur. Bu yeni yaşan şekli daha az kalori yakımı sağlayıp hastaya kilo alımı gibi ekstra olumsuzlukları beraberinde getirir ve hasta ilerisi için daha ciddi diz ameliyatlarına (kıkırdak tedavileri, osteotomi, kısmi diz protezi, total diz protezi vs) uygun bir aday haline gelebilir.  Menüsküs hasarları diz eklem sağlığı için önemli ve ciddiye alınması gereken bir sorun olarak görülmelidir.

Menüsküs Yırtıklarının Seviyeleri ve Anlamları Nelerdir?

  • Evre/Grade 1: Menüsküslerde noktasal bozulmaları ifade eder. Genelde konservatif tedaviler uygulanır.
  • Evre/Grade 2: Menüsküslerde çizgisel bozulmaları ifade eder. Evre 1-2 genelde muayene bulgularıyla değerlendirilir genelde konservatif tedaviler (prp, kök hücre tedavileri) uygulanır.
  • Evre/Grade 3: Menüsküslerde Eklem üstüne açılan yırtıkları ifade eder. Bu seviyede muayene bulgularına göre cerrahi ya da cerrahi dışı tedaviye karar verilir.
  • Evre/Grade 4: Menüsküsler Yapısal olarak yırtıklar ve bozulmaları ifade eder. Evre 4 seviyesi yırtıklar mutlaka ameliyat edilir.

Menüsküs Kistleri Nedir?

Menüsküs kistleri menüsküs dokusunun eklem iç ya da dış kısmına doğru gelişen bir çeşit fıtıklaşması ve içine eklem sıvısının dolması benzeri bir menüsküs sorunudur. Menüsküs kistleri genellikle dış menüsküs yırtıklarına eşlik eder dejeneratif ve yatay menüsküs yırtıklarında sık karşılaşılır. Boyutu çok büyümeden ağrıya sebep olmaması, belirgin bir şikayete yol açmaması MR tetkiki olmadan teşhisini zorlaştırır. Diz dışına doğru oluştuğunda diz dışında el ile hissedilebilecek bir şişliğe sebep olur ve teşhis edilebilir.

Menüsküs kistlerinde 2 çeşit tedavi metodu kullanılır. Menüsküs kisti menüsküs yırtıklarıyla birlikte oluşmuşsa artroskopi ile yırtık dikilirken kistler çıkarılıp temizlenir. Menüsküs yırtığı olmadan sadece kist oluşmuşsa ultrason ya da canlı röntgen altında eklem içine girilerek kist boşaltılır devamında steroid enjeksiyonlar yapılır.

Menüsküs Hasarlarında Uygulanan Tedaviler Nelerdir?

Menüsküs hasarlarının tedavileri tek tip olmayıp kişiye özel planlanır.  Birçok farklı tedavi ayrı ayrı ya da kombine edilerek uygulanması gerekebilir. Tedavide temel amaç yapısı kısmen bozulan menüsküs dokuları varsa bunlara biyolojik onarım (prp, kök hücre), yırtıklar varsa artroskopik menüsküs dikişi, işlevini kaybetmiş menüsküs dokuları varsa artroskopik menisektomiyle hasarlı kısımların çıkarılması ve çıkarılan eksilmiş menüsküs dokularının yerine suni/kadavra menüsküs dokularıyla takviye edilmesidir.  Bir hastaya bu menüsküs tedavi yöntemlerinin sadece 1 tanesinin yapılması gerekebileceği gibi  menisektomi + dikiş + suni/kadavra menüsküs takviyesi +prp tedavilerinin  kombine edilmesi de gerekebilir. Menüsküs tedavisi için yapılacak planlamada en önemli etken hastanın menüsküs hasarının seviyesidir diğer etkenlerse kilosu, yaşantısı, tedaviden beklentisi ve tedavi için bütçesi belirleyici faktörlerdir.

Prp ile menüsküs tedavisi: Prp (trombositten zengin plazma) kas ve iskelet sistemi hastalıklarının tedavisinde seçili hasta grubunda menüsküs hasarlarının onarımında son derece başarılı sonuçlar veren bir biyolojik tedavi alternatifidir. Prp tedavisi uygulandığı dokularda biyolojik rejenerasyon yani onarım sürecinin başlamasını sağlar. Tedavi alanına kök hücre göçünün başlamasına yardımcı olur.

Prp tedavisinde hastadan prp kitine alınan  8 – 10ml kan  yaklaşık 15-20 dk santrifüj edilir. Santrifüj sırasında kandaki kırmızı ve tedavide kullanılmayan kısım Prp hazırlama sisteminde çökertilir,  büyüme faktörleri, sitokinler sistemin üst kısmında yoğunlaşır. Hazırlanan tedavi materyali enjektör aracılığıyla alınıp hazır hale getirilir. Hastanın diz ekleminde hasarlı dokuların bulunduğu kısma enjekte edilir. İşlemden hemen sonra trombositler aktif olur ve dizdeki hasarın onarım süreci başlar. Prp’nin iyileştirici etkilerini hastanın hissetmeye başlaması ortalama 2-3 gün sonra olur. İyileşme süreci işlemden 1 hafta sonra bile devam eder. Prp tedavisini tam etkisini göstermesi ise tedaviden sonraki 21 günlük süreçle olur. Normal süreç bu şekilde işlese de işlemin yapıldığı kişinin fiziki durumu, diz sağlığına verdiği önem ve yaşı tedavinin başarısında önemli etkenlerdir.

Kök Hücre: Travma, yaşlanma gibi yaşam kalitemizi düşüren, hareket kabiliyetimizi azaltan, ağrılı bir yaşama mahkum olmamızı sağlayan birçok olumsuz durum vardır.

Günümüzde birçok tedavi hastanın kendi tedavi ajanları kullanılarak yapılabiliyor bu tedavilerin genel adı hücresel, rejeneratif ve ya biyolojik tedaviler olarak isimlendirilir.
Menüsküs tedavisinde kök hücre Evre 1-2-3 menüsküs yırtık ve dejenerasyonlarında ana tedavi ya da yardımcı tedavi olarak kök hücre tedavisini kullanıyoruz.

Hücresel tedaviler uygulandıkları bölgede hasar onarımını başlatır ve gerekiyorsa yeni doku oluşumu sağlar. Hücresel tedavilerin hedef hasta grubu onarılacak dokunun işlevini tam kaybetmediği hastalardır. Bu tedaviler yavaş ve biyolojik yenilenme sağlayarak hasarlı dokuyu tamamen onarabileceği gibi cerrahi tedavilere giden süreci yavaşlatabilir, durdurabilir eklem ömrünü uzatabilirler.

Hücresel tedavilere doğru zamanda başvurmak çok önemlidir. Cerrahi tedavilerin zorunlu olduğu hastalarda yeterli oranda şifa sunması mümkün değildir.

Menüsküs Tedavilerinde Artroskopinin Kullanımı

Artroskopi Nedir?

Artroskopi eklemlerdeki rahatsızlıkların tanı ve tedavisi için anestezi altında kapalı yöntemle müdahale edilmesini sağlayan minimal bir cerrahi tedavi yöntemidir. 1960 yılından 1980 e kadar tanı amaçlı kullanılan artroskopi, 1980 den itibaren tedavi amaçlı kullanılmaktadır. Ortopedi branşında en çok kullanılan cerrahi tedavi yöntemidir.

Artroskopi 0,5 cm kadar küçük kesiler yapılarak eklemlerin içine girilip mikro kamera ile görüntüleyerek eklem hasarlarının tanı, teşhis ve tedavi edilmesini sağlayan ortopedide yaygın olarak tercih edilen kapalı bir eklem cerrahisidir.

Artroskopi sayesinde minimal kamera ile alınan görüntü 5 – 10 kat büyütülerek eklem içerisinin çok daha detaylı muayenesinin yapılması mümkün olur.

Artroskopi görüntüleme ve eklem içi muayeneyi sağlarken yapılacak tedavi için kameranın tam karşısından gönderilen diğer cerrahi aletler kullanılır.

  • Artroskopik Menisektomi: Eskiden yoğun olarak tercih edilen günümüzde daha az başvurulan bir menüsküs tedavisi yöntemidir. Hasarlı menüsküs dokusunun artroskopiyle diz dışına çıkarılması mantığına dayanır. Tedavide amaç mümkün olduğunda çok menüsküs dokusunun korunması hedeflenir. Çıkarılması gereken hasarlı menüsküs dokuları olsa da eksik dokunun tamamlanması gerekir. Geçmişte menüsküslerinin bir kısmı ya da çoğu menisektomi ile çıkarılan yerine suni/kadavra menüsküs dokusuyla takviye yapılmayan hastaların şikayetleri tedavi sonrasında kısmen azalsa da devam etmektedir.
  • Artroskopik Menüsküs Dikişi : Ekleme karşılıklı iki noktadan girilerek kamera desteği ile yırtık olan menüsküslerin dikilmesi en yaygın menüsküs tedavisidir. Yırtığa eşlik eden menüsküs kistleri varsa aynı seansta kistlerde temizlenir. Menüsküs tedavisinde hekimin deneyimi oldukça önem arz eder.
  • Suni/Kadavra Menüsküs Tedavileri: Menüsküs doku bütünlüğü bozulmuş, belli bir kısmı çıkarılması gereken ya da hastanın eskiden olduğu menüsküs ameliyatında çıkarılmış menüsküs dokusunu takviye etmek için yapılır. Suni menüsküs dokuları doğal menüsküs dokusuna yakın özellikte üretilmiş fabrikasyon ürünlerdir. Menisektomi yapılan hastalarda eklem ömrünü uzatmak için cazip bir seçenektir. Kadavra menüsküs ise orijinal insan dokusudur bu tedavi yöntemi genellikle profesyonel sporcularda kullanılır.

Menüsküs Tedavisi Sonrası Süreç Nasıldır?

Menüsküs ameliyatları için hastanede kalış süresi 1 gecedir. Ertesi gün hasta taburcu edilir ve rehabilitasyon süreci başlar. Menüsküs yırtık ve dejenerasyonunun başlamasıyla birlikte hasta eski yaşantısına göre daha hareketsiz kalır tedavi sonrası istirahat süresi de eklendiğinde hastanın dizini çok aktif kullanmadığı en az 1 aylık bir süreç vardır. Hasta dizini aktif kullanamadığından dolayı diz çevresi kas, bağ ve tendonlarda anlamlı bir hacim kaybı ve kısıtlı kullanım nedeniyle güçsüzlük oluşur. Cerrahi tedavi sonrasında egzersiz ve fizik tedavi ile diz eklemi çevresi dokular güçlendirilmelidir. Menüsküs ameliyatı sonrasında yapılacak egzersizle ameliyatı yapan doktor ve fizik tedavi uzmanlarının kişiye özel belirlediği bir programa göre yapılır. Her egzersiz her hasta için uygun değildir. Hastanın yaşı, kilosu ve diğer fiziksel özelliklerine göre belirlenen egzersiz programı en ideal olanıdır.

Menüsküs Tedavilerinde Hasta Memnuniyeti Neden Düşüktür?

Menüsküs ameliyatları Türkiye’de ve tüm dünyada ortopedi branşında tartışmasız en çok yapılan ameliyattır. Hepimizin mutlaka bir yakını, arkadaşı ve ya bir tanıdığı bu ameliyatı yaptırmıştır. Oldukça aşina olduğumuz bir doku olması, sporcu ya da normal yaşantısı olan herkesin karşılaşabildiği rahatsızlık olması nedeniyle herkesin aklında menüsküs ile ilgili belli bir bilgi bulunur. Menüsküs ameliyatı olan hastaların ciddi bir kısmının ameliyattan memnun olmadığını görürüz, duyarız. Peki neden menüsküs ameliyatlarında hastaların memnuniyet oranı düşük kalıyor? Yaşanan sorunlar nelerdir? Menüsküs tedavisi özelinde aslında çoğu hastalık için geçerli olan bu sorulara birlikte cevap arayalım.

  1. Tedavi olmak için geç kalınması: Menüsküs diz ekleminin stabilitesi ve eklem mekaniği açısında çok önemli bir elemanı olmasına rağmen menüsküs hasarı sonrası hastalar diz hareketlerini yaparken zorlansalar bile hala yürüyebildikleri için erken dönemde doktora başvurmak için geç kalıyorlar ve bu menüsküs tedavilerine olan ihtiyaçlarını uzun süreler boyunca ihmal edebiliyorlar.
  2. Hastalığı kabullenmeme: Çoğu insan travma ya da benzer sebeplerle oluşmuş olsa bile bir dokusunun hasarlı olduğunu, tedaviye ihtiyacı olduğunu kabullenmekte zorlanıyor. Zamana bırakarak (biraz bekleyelim görelim ) mekanik eklem hasarlarının kendiliğinden iyileşebileceğine dair yanlış bir kanıya kapılıyorlar. Menüsküs hasarlarında hasarlı dokunun kendiliğinden iyileşmesi mümkün değildir zamanla oluşacak değişim hastanın ağrıya alışması, eklem mekaniğinin yeni durumuna travmanın hemen sonrasına göre yeniden konumlanması devamında beynimizin hasarlı dizimize uygulanacak yükün bir kısmını diğer dize verecek ve hasarlı dizi sakınacak şekilde önlem almasının iyileşme belirtisi olarak kabul ediyor sonucu mağduriyetle sonuçlanıyor.
  3. Menisektomi: Son 10-15 yılda çok fazla artroskopik menisektomi yani işlevini kaybetmiş, dikilmeye çok müsait olmadığı düşünülen, yer olarak dizin ulaşılması zor bölgelerinde bulunan yırtıkların tedavi edilmemesi ve sadece hasarlı menüsküs dokusunun çıkarılması devamında menüsküs dokusunun hacim kaybına uğraması. Çıkarılan menüsküs dokusunun yerine suni ya da kadavra menüsküs nakli yapılarak mevcut doku takviye edilmelidir. Hasarlanmış ve çıkarılmış menüsküs dokusunu takviye etmemek hastanın eksik tedavi alması demektir. Geçmişte menisektomi yapılıp menüsküslerinin bir kısmı çıkarılmış ve şikayetleri tamamen geçmemiş hastalara yeni tedavi materyallerini kullanarak yardımcı olabiliyoruz.
  4. Hekim Deneyimi, Ameliyathane şartları, Cihaz ve Malzemelerdeki değişkenlikler: Hastalar kendi çevreleriyle tedavi süreçlerini paylaştıklarında şöyle bir yanlış inanış hakim olur. Sanki tüm ortopedi doktorlarının el becerisi ve mesleki deneyimlerinin, mesleki motivasyonlarının aynı olduğu, tüm ameliyat cihazlarının kalitesinin ve tedavide kullanılan ürün ve malzemelerin aynı standartta olduğu dolayısıyla bir hastanın tedavi deneyiminin herkes için geçerli olduğu fikrinin kabul edilmesidir. Her hastanın fiziki özellikleri, doktoru, tedavi ihtiyacı, tedavinin sunulduğu şartlar farklıdır dolayısıyla her hastanın tedavi süreci farklı olur.
  5. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon: Türkiye’de özellikle fizik tedavi konusunda zamanla oluşmuş yanlış bir kabul vardır. Fizik tedavi özellikle menüsküs hasarı oluşan hastalar için çok gereklidir ama cerrahi tedavi sonrasında rehabilitasyon sürecinde yapılması gereken fizik tedavi seanslarını ameliyat öncesi almaları sık gördüğümüz bir durumdur. Hastaların ameliyat olma konusundaki korkuları nedeniyle ameliyat öncesi fizik tedavi tercih ediliyor. Cerrahi tedaviye ihtiyacı olan hastalar önce cerrahi tedavilerini almalı operasyon sonrası fizik tedavi ve özellikle rehabilitasyon kısmına yoğunlaşmaları gerekir. Birçok hasta fizik tedavi seanslarını ameliyattan kurtulmak için bir çare olarak görüyor, tedavisini geciktiriyor, eksik tedavi alıyor, zamanını ve bütçesini verimsiz kullanıyor. Maalesef sağlığın bir kısa yolu yoktur.
  6. Tedavi sürecine hastanın katkısı: menüsküs tedavisinin en önemli kısmı tabiki ortopedi doktorunun başarısına bağlıdır ama ameliyat oldum ve bitti mantığı doğru değildir. Tedavi bir süreçtir ve hastanın sürece olumlu katkısı da önemlidir. Ev egzersizleri yapmak, fizik tedavi seanslarını yeterli miktarda ve doğru zamanda almak, kilo kontrolü, destek ürünlerini (dizlik, değnek vs ) yeterli oranda kullanmak hastanın kendi süreçleri olduğu için ihmal edilmemelidir.
  7. Bütçe sorunu: Maddi ve yaşanılan bölgedeki tıbbi imkanların yetersizliği, sağlık sigortalarının kapsamları (özel malzemelerin kapsam dışında tutulması vs), bazen ise hastanın kendi inisiyatifi ile gereksiz tasarrufları eksik ve yetersiz tedavi alınmasına sebeptir. Maalesef sağlığımızdan yaptığımız maddi tasarrufların uzun vadede maliyeti yüksek olabilir.
  8. Yanlış referans: Menüsküs hasarları konusunda görüşü alınması gereken kişiler MR görüntüleri ve raporu eşliğinde klinik muayene sonrası ortopedi doktorlarıdır ama bu rahatsızlığa sahip bir çok kişi eşinden, dostundan ya da bu konu hakkında uzmanlığı olmayan farklı sağlık profesyonellerinden görüş almakta ve doğal olarak yanlış bilgilendirilip, yanlış yönlendirilmektedir. Her konuda olduğu gibi doğru uzmandan görüş almak gerekir.

Menüsküs Hakkında Sıkça Sorulan Sorular?

  1. MR raporumu göndersem yorumlar mısınız ve tedavim hakkında bana bilgi verebilir misiniz?
    Cevap:
    Mr raporları zaten radyoloji uzmanlarını yorumudur. Menüsküs yırtıklarının belli bir kısmı için net belirgin tanımlı mr rapor yorumları vardır ve bu kişilere rapora göre sağlıklı bilgi verilebilir. Genel çoğunluk için ise mutlaka klinik muayene ile değerlendirilmesi önerilir.
  2. Menüsküs yırtığım var ameliyat olmak istemiyorum Prp tedavisi ile iyileşebilir miyim?
    Cevap:
    Menüsküs tedavisi için ameliyatsız seçeneklerden biride Prp tedavisidir. Çok ileri olmayan (evre 1, evre 2) yırtıklarda prp tedavisi ameliyat olmaya gerek kalmadan evre 2 seviyesine kadarki menüsküs hasarlarını yüksek oranda onarabilir. MR eşliğinde klinik muayene ile değerlendirilmelidir.
  3. Menüsküs tedavisi sonrası işime, sosyal hayatıma ne zaman dönebilirim?
    Cevap:
    Tedavi sonrası günlük hayata ne zaman dönüleceği yapılan tedavi prosedürüne göre değişkenlik gösterir. Prp tedavisi sonrası günlük hayata kesintisiz devam edilebilirken kök hücre tedavisi sonrası 3 hafta eklemi yükten arındırarak dinlenilmesi gerekir. Ameliyat yapılırsa 2 hafta istirahat ve devamında rehabilitasyon süreciyle birlikte 3-4 haftalık süreye ihtiyaç vardır.
  4. Menüsküs ilaçla tedavi edilebilir mi?
    Cevap:
    Herhangi bir ilaç ne yazık ki yırtıkları iyileştiremiyor. Fiziksel hasarları kimyasal yöntemlerle onarmak mümkün değildir.
  5. Menüsküsüm yırtıldı ve ameliyat oldum, menüsküslerim tekrar yırtılır mı?
    Cevap: Menüsküs tedavileri de diğer tüm tedaviler gibi mevcut hasarın maksimum düzeyde onarımı ve hastanın eski hayatına mümkün olan en kısa sürede dönmesini hedefler ama menüsküsün tedavi edilmiş olması ileride yeniden yırtılmasını önleyecek bir önlem değil mevcut hasarın onarımıdır. Hasta diz sağlığına dikkat ederek yeni bir menüsküs sorunundan korunmaya çalışmalıdır. Tüm bu önlemler gereklidir ama yeni bir travma oluşmasını engelleme garantisi veremez.
  1. Menüsküs ameliyatları ortalama ne kadar?
    Cevap:
    En sık aldığımız soru tedavi tutarlarının ne kadar olduğu yönünde oluyor. Tüm tedaviler gibi menüsküs tedavileri de kişiye özel yapılır ve sabit bir fiyat yoktur.

Menüsküs Tedavisi Fiyatları Nasıl Belirleniyor?
Yasalar gereği web sitemizden her hangi bir tedavi fiyatı veremiyoruz. Menüsküs tedavilerinin maliyetlerinin hesaplanmasında önemli olan faktörleri şöyle sıralayabiliriz;  yapılacak cerrahiye göre doktor ücreti, sigorta durumu (öss, sgk) ve tedavi planının ne kadarında kapsamı olduğu, kullanılacak özel malzemeler, hastane seçimi, hastanede kalınacak gün sayısı, hastanın yaş ve diğer özel durumlarına göre ameliyat öncesi anestezi hazırlıkları belirlendikten sonra tedavinin yaklaşık tam maliyeti hesaplanabilir.

BİZ SİZİ ARAYALIM